17 Temmuz 2012 Salı


Because Of You | Giriş

Gece saat 3’e gelmişti. Ve Lydia hala evde değildi. Sözde Marrie’nın onu buluşturduğu çocukla birlikte değildi.O aptalı geride bırakalı saatler oluştu. Ondan kurtulmak için uydurmadığı bahane kalmadığı halde çocuk üstüne sülük gibi yapışmıştı. Ama kurtulmayı başardığı gibi kendini atabileceği bir yer olduğunu farketti . Bu tabikide  taşınalı 7 ay olmasına rağmen edinebildiği tek arkadaş olan Claire olmuştu. İki kız  bu saatlere ders çalışmışlardı. Yada sadece Claire çalışmıştı çünkü onu zihni basit bir kelimeyi alamayacak kadar yorulmuştu. “Bu gece tamda tahmin ettiğim gibi geçti” diye düşündü. “Şimdide Joe yerine Claire beni öpecek. Tutkulu bir aşk yaşayacağız ve beni son model arabasıyla eve bırakacak”. Genç kız arkadaşına el sallayıp usulca evden çıktı. Yavaş adımlarla bahçe kapısına ulaştığında havanın gece ne serin olduğunu farketti. Gece. Gece saat 3 ve o hala burada ne arıyordu ki? Koşar adımlarla ana caddeye ilerlemeye başladı. Lanet olsun diyordu içinden. Gecenin bu saatine kadar sözde ders çalışmışlardı fakat bir kelimenin bile beynine girmediğinden emindi. “Beynim sulanmış olmalı.” Diye söylendi kendi kendine. “ Marrie canıma okuyacak” diye iç geçirdi usulca. Hayır dediğim gibi tek arkadaşı Claire’dı . Marrie ise çok sevgili kuzeni. Güvenebileceği tek insan. Evden kaçmasına yardım etmiş ve nerede yaşadığını kimseye söylememişti. Çok geveze olmasına rağmen çenesini tutabiliyordu. İkisi kardeş gibi büyümüşlerdi. Ailesini 6 yaşındayken trafik kazasında kaybettiğinden beri ona amcası bakmıştı. Âmâ artık 17 olmuştu. Ve kendi başına yaşamalıydı çünkü rahat değildi. Hayır kendini fazlalık gibi hissetmek değildi sorun. 15 yaşından beri bir nevi psikolojik sorunlar yaşıyordu. Kendi kendine bir şeyleri halledemeyeceğini biliyordu fakat psikoloğa gitmesi gerektiğini kimseyle paylaşmamıştı. Onun deli olacağını düşünecekleri için değil sadece bunun sebebini muhtemelen hemen anlayacakları ve çok fazla üzerine titreyecekleri için. Ah evet neden koşuyordu ki ? Acele etmesi için hiçbir etken yoktu. Artık amcasıyla yaşamıyordu, evde bekleyen kimse yoktu. Elini çantasının içine soktu. Telefonunu eline aldığı anda hapı yuttuğunu anladı.
20 Cevapsız arama. Cidden bu kız neler olacağını düşünmüştü? O öküzden hoşlanabileceğimi mi? Şuan sevgilimin olmaması -yada son 1 yıldır- yakışıklı erkek düşüncemin yok olmuş olması anlamına gelmezdi değil mi ? Hayır tabi ki de o küçük beyinli çocukla aralarında bir şey geçmemişti. Ona mesaj atmaya karar verdi. “Kendime erkek arkadaş falan bulmadım. Beni buluşturmaya çalıştığın çocuk embesilin teki çıktı. Teşekkürler Mar.” Siniri bozulduğu için kendi kendine kıkırdamaya başladı. Erkek arkadaşının onu eve bırakması gereken bir gece olmalıydı, inekleyip beyninin sulandığı değil.
Caddeye ulaştığında karşıya geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekledi. Beklerken yarın okula gidip gitmemeye karar vermeye çalıştı. Bu saate eve gitmesi uzun sürmezdi ama hazırlanmak ve saat 8’de kalkmanın ona zor geleceğini anladı. “Bende gitmem.” Dedi. Normalde çok çalışkan ve düzenli bir öğrenciyken bu kıza ne olmuştu ki şimdi ?
 Yeşil ışık yandığında acelesi olmadığını belli eden adımlarla yavaş yavaş karşıya geçmeye başladı. Birden afalladı. Yeşil ışığın yandığını görmemiş miydi ? Yoksa aklını mı yitiriyordu? Evet yeşil ışık yanıyordu. O zaman üzerine gelen araba neyin nesiydi ?
Her şey o kadar hızlı olmuştu ki o tepki bile veremeden arabanın farının gözünün alabildiği her yeri kapladı. Sonra birden her şey yeniden karardı. Ve son olarak gördüğü annesi oldu. Tam 11 yıl önce olduğu gibi yine gözlerinin içine bakıyordu. Gözlerinin içine daldıkça koyu renk gözlerinde kaybolduğunu hissetti. Ve sonunda sıcak kahverenginin onu tamamen sarıp sarmalamasına izin verdi…

Ama sıcak kahverenginde boğulan sadece o değildi. Ona çarpan kişi, oda aynı şekilde kahverenginde boğuluyordu. Ama bu defa kahverengi şefkatli değildi. Aksine donuktu. Şaşkındı. Zayn anlayamadı. Nasıl bu hale gelebilmişti ? Az önce arkadan gelen gülüşme seslerinin yerini soğuk bir sessizlik almıştı. Sonunda aralarında en aklı başında olan Liam kendini toplayıp arabadan aşağıya indi. Kız yerde kanlar içinde yatıyordu. Ama tanrıya şükür nabzı atıyordu. Bu ona bir rahatlık verdi. Liam bir kapının açıldığını duydu. Sonunda diğerleride şoku atlatıp ona yardım etmeye geldiler. Liam kızı yavaşça kucakladı. Ona bir şey olmamalıydı. Herşeyin suçunu Zayn’e atamazlardı bu hepsinin suçuydu ve eğer kız ölürse…

Zayn kızı arka koltuğa, çocuklara verdi. Kanlar yavaş yavan akarken zamanın yavaşladığını hissetti. Allah onu kurtarıyordu. Kurtarıyordu. Liam’a sürmesini söyledi ve kendide yan koltuğa oturdu.Şimdi yapacağı en akıllıca şey en yakın hastaneyi bulmaktı…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder